ön yükleyici

Otojen Greft – Biyolojik Doku Onarımı

BIYOLOJIK DIS HEKIMLIGI ANTIALERJIK DIS HEKIMLIGI METAL ALERJİSİ Diş hekimliğinde kullanılan materyallerin bir çoğunda metal ve metal alaşımları bulunmaktadır. Metale karşı alerjisi olan kişiler için günümüzde biyouyumluluğu yüksek, non-alerjen materyallerin kullanımı artmıştır. Bu biyouyumlu materyallerin başında zirkonyum implantlar, zirkonyum seramikler, cam seramikler, biohpp ve visiolign kompozit materyaller (implantüstü çözümlerde) bulunmaktadır. AMALGAM ALERJİSİ VE KOROZYONU Amalgam dolgular, eskiden diş hekimlerinin sıklıkla uyguladığı, içerisinde civa bulunan dolgu materyalleridir. İçeriğindeki civadan dolayı daha sonra gelişen alerjik reaksiyonlardan ve civa toksisitesinden dolayı artık pek tercih edilmemektedir. Bununla birlikte amalgam içerisindeki diğer metal iyonlarının ağız sıvıları ile korozyona uğrayarak, ağız dokularına karışması da istenmeyen bir durumdur. Bu sebeplerden ötürü amalgam yerine kompozit dolgular veya tercihen seramik-kompozit (inlay/onlay) dolgular kullanılmaktadır. PROTEZ ÖLÇÜ MALZEMESİ ALERJİSİ Çok nadiren de olsa, protez için ölçü alınırken kullanılan polieter ölçü malzemesine karşı alerjik reaksiyon gelişebilmektedir. Günümüzde bu kişilerden alınacak ölçüler, ağız içi tarayıcılar sayesinde dijital olarak rahatlıkla alınabilmektedir. AKRİLİK ALERJİSİ Akrilik materyali damak protezlerinde kullanılmakla birlikte, bazı bünyelerde alerjiye yol açabilmektedir. Bu gibi durumlarda, damak protezleri yapımında akriliğe alternatif olarak, termopress teknolojisi ile hazırlanabilen özel materyaller kullanılmaktadır. LOKAL ANESTEZİ REAKSİYONLARI Çok nadir de olsa lokal anesteziye karşı reaksiyon gelişebilmektedir. Alerji testi ile uygun anestezik materyal tespit edilebilir. Her türlü lokal anesteziye karşı reaksiyon gösteren kişilerde, normal şartlarda özellikle derin çürüklerde tedavi yapılması, hastanın ağrı eşiği de göz önüne alındığında imkansız hale gelmektedir. Er:YAG Lazerler ile çürük tedavi işlemleri -95 oranında ağrıyı azaltarak yapılabilmekte ve böylece kişilerin korkusuzca tedavi olabilmeleri sağlanmaktadır. METALSIZ DIS HEKIMLIGI Gelişen teknolojiler ve estetik beklentilerle ağız içerisinde metal kullanımı gittikçe azalmaktadır. Biyolojik olarak uyumlu malzemelerin üretimi de gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bu sayede hastalara biyouyumlu restorasyonlar yaparak sağlıklarını korurken, doğal gülüşlere kavuşmasını sağlamak mümkündür. Zirkonyum Restorasyonlar Metal alt yapılar yerine kullanılan ve hem estetik hem de dayanıklı beyaz bir alt yapı materyalidir. Dişeti uyumu, estetik özellikleri ve dayanıklılığı sayesinde tek ve çoklu diş eksikliklerinden implant üstü restorasyonlara kadar çok çeşitli üst yapılar için kullanılabilmektedir. Dayanıklılığın ön planda olması istendiğinde, monolitik zirkonyum denilen tüm yüzeyleri zirkonyum olacak şekilde hazırlanabildiği gibi, estetik amaçlı seramiklere altyapı olarak da uygulanabilmektedirler. Işık geçirgenlikleri metal restorasyonlara göre çok daha iyidir ve yine metal destekli restorasyonlarda sıkça rastlanan diş etindeki mor görüntü, zirkonyum restorasyonlarda oluşmamaktadır. Metal alerjisi olan hastalarda da rahatlıkla kullanılabilmektedir. Cam Seramik Restorasyonlar Diş hekimliğinde kullanılan en estetik restorasyonlardır. Herhangi bir altyapı (beyaz ya da gri) kullanılmadan direkt seramikten üretilirler ve bu sayede ışık geçirgenlikleri doğal dişe çok yakındır ancak alt yapı olmadığı için sadece tek diş restorasyonlarında, lamina restorasyonlarında, porselen dolgu olarak adlandırılan inley/onley restorasyonlarda kullanılabilmektedirler. Teknik olarak hassas işlemlerdir. Bu sebeple, bu materyali çalışacak hekim ve seramik materyale fazlaca hakim olması önemlidir. BioHPP Restorasyonlar Özellikle implant üstü sabit, vidalı ya da hareketli protezlerde metalsiz restorasyonlar uygulamak için kullanılabilecek materyaldir. Beyaz renktedir ancak opak bir malzeme olduğu için estetik amaçlı farklı üst yapılarla kullanılmaktadır. Özellikle metal iskeletlerin sıkça kullanıldığı implant üstü/diş üstü hareketli protezlerde güvenle ve yüksek hasta konforu ile kullanılabilmektedir AMALGAM DOLGU SOKUMU Tüm amalgam restorasyonlar (gri dolgular), oranında civa içermektedir ve çiğneme, fırçalama, diş sıkma ve temizleme sırasında civa buharı açığa çıkmaktadır. Ancak en çok civa buharı da amalgam dolgular yapılırken ve de sökülürken açığa çıkmaktadır. Amalgam dolgular ile bazı hastalıkların (Taşikardi, Alzheimer, MS, Parkinson, Tiroid Hastalıkları, Bağırsak Problemleri vb.) şiddetinin arttığı ve uygun şartlarda uzaklaştırıldığında da bu hastalıkların etkinliklerinin azaldığı belirtilen birçok vaka bulunmaktadır. Bu sebeple hem hasta hem hekim ve sağlık personeli hem de çevre açısından amalgam dolgular sökülürken özel bir protokol uygulanmaktadır. Bu ozel protokollere uyulduğu surece amalgam dolgular tecrübeli bir hekim tarafindan agiz içerisinden uzaklastirilabilir. Peki, Amalgam dolguların ne zaman değişmesi gerekir? Dolguların bütünlüğü bozulduğunda, kenarlarında açıklıklar varsa, ağızda fazla sayıda amalgam dolgu varsa (açığa çıkacak cıva buharı miktarı artarak toksik etki oluşturabileceğinden), tam olarak sebebi bulunamayan hastalıkların varlığında (olası etkenleri elimine etmek için), bu dolguların değişimi önerilmektedir. Amalgam dolgu sökümü sırasında nelere dikkat etmek gerekir? • Hamilelere ve emziren annelere önerilmemektedir. • Aynı anda iki dolgudan fazla amalgam dolu sökümü yapılmamalıdır. • Hekim ve sağlık personeli, civayı filtreleyebilen özel gaz maskesi takmalıdır. • Söküm sırasında kuvvetli vakum yapan civa filtreli cihazla söküm işlemi yapılmalıdır. • Mutlaka lastik örtü kullanılmalıdır. • Bol su altında mümkün olduğunca büyük parçalar halinde sökülmelidir. • İşlem sırasında mümkünse oda havalandırılmalıdır. • İşlem öncesi ve sonrası civa bağlayıcı ajanlarla ağız çalkalanmalıdır. • Sökülen amalgamın çevreye de zararını engellemek için, atık su sistemine civayı filtreleyen bir sistem entegre edilmelidir. Zirkonyum İmplantlar Aşırı ince dişeti yapısına sahip olan kişilerde metal rengini onlemek için titanyum yerine zirkonyum implantlar kullanilir. 0 biyouyumlu bir materyaldir. Kemik ogmentasyon gerekliliğini azaltır. Gelişmiş pek çok ülkede biyolojik diş hekimliği konseptinde biyolojik özelliklerinden dolayı kullanımı her geçen gün artmaktadır. Titanyum implantlara göre daha maliyetli bir uygulamadır.’’ ‘‘Diş yapısına benzer beyaz renkleri sayesinde özelikle ön bölgelerde yüksek estetik çözümler sağlar.’’ Zirkonyum implantlar ile üzerine yapılacak olan zirkon protezler benzer seramik yapılarından ötürü maksimum biyolojik ve biyomekanik uyum sağlamaktadır. Bio HPP Materyali Erken yaştaki diş kayıpları sebebiyle kemiklerde de erimeler meydana gelir ve yapılan protezler hem kaybedilmiş dişleri hem de kemik ve diş etini yerine koyabilmek için büyük hacme sahip olurlar. Hem kaybedilmiş dişleri hem de kemik ve dişetini yerine koyabilmek için büyük hacme sahip olurlar. BioHPP materyali sayesinde bu büyük hacimde olmasına rağmen ağızda yokmuş gibi hafif protezler üretilebilmektedir. Çiğnerken kendi dişinize en yakın hissedeceğiniz, kemiğinizle aynı esnekliğe sahip, yüksek performanslı estetik bir materyaldir. BioHPP çene kemiği ile benzer elastik özelliği ve antialerjik yapısı ile tek diş eksikliklerinden total diş eksikliklerine kadar tüm hastalarda güvenle uygulayabildiğimiz estetik ve sağlam bir altyapı materyalidir. Esnekliği sayesinde çiğneme kuvvetlerini absorbe ederek kemik içerisindeki implantı oluşabilecek fazla yüklerden korur böylece cerrahi sonrası hemen geçici diş yapılabilmesine olanak sağlar. Dişetinizle tamamen bütünleşerek sanki kendi dişinizmiş gibi dokularınıza adapte olur. Yaklaşık 30 yıldır sağlık sektöründe kullanılan bu malzemeye karşılık herhangi bir alerjik reaksiyon bildirilmemiştir. Bu sebeple alerjik hastalarda ve vücutta toksin eliminasyonu gereken hastalarda güvenle kullanılabilmektedir. PRF UYGULAMALARI Böylece biyolojik olarak dışarıdan yabancı bir materyal kullanımına gerek kalmadan yeni doku oluşumunu arttırma işlemidir. Diş çekimi sonrasında çekim yerinde daha fazla kemik ve diş eti oluşmasını sağlar. Bu bölgeye daha sonra uygulanacak olan implant tedavisinin başarısını arttırmaktadır. PRF uygulaması implant cerrahilerinde, sinüs-lifting operasyonlarında, diş eti çekilmelerinde ve kemik erimesi tedavilerinde sıklıkla kullanılır. Ağız içindeki her cerrahi müdahale bir yara dokusu olarak iyileşeceğinden cerrahi işlemlerde hastanın kendi kanından elde edilen PRF’nin kullanılması yara iyileşmesini hızlandıracağından, hastaya konforlu ve hızlı bir iyileşme süreci yaşatacaktır. Düşük Doz Lazer Uygualamaları LLLT Dis hekimliğinde her alanda olduğu gibi lazerler bu alanda da vazgeçilmez bir yere sahiptir. Lazerlerin rejenerasyonu hizlandirmasi ve bu alandaki ustun basarisinin yani sira kullanim alanindaki geniş yelpazesi artik bir cok tedavide kullanilmasini saglamaktadir. Başlıca kullanım alanları: • Lazer ile çene eklemi (Bruksizm / Diş gıcırdatma) tedavilerinde ekleme düşük seviye lazer uygulamalarında • Her türlü kemik cerrahisi sonrası komplikasyon azaltma ve hızlı iyileşme için biyomodülasyon işlemlerinde • İmplant cerrahisi sonrası hızlı ve kaliteli kemik oluşumunu sağlayan işlemlerde • Akupunktur noktalarına low level lazer uygulayarak ağrının azaltılması işlemlerinde • Diş eti tedavisi sonrası kemik oluşumunu aktive etme işlemlerinde • Ortodontik tedavi işleminde dişi hareketlendirmek için uygulanan kuvvet sonrası ağrı oluşmasını engellemek için düşük seviye lazer (biyomodülasyon) uygulanır. Düşük Doz Lazer uygulamalarıyla lazer ışınları hücreleri uyararak hücresel aktivasyonları artırır bu etkiye biomodülasyon denir. Lazer tedavileri içerisinde, bilimsel olarak en fazla araştırmaların yapıldığı ve olumlu sonuçların ortaya çıktığı konu biomodülasyondur. Çene eklemlerinin ağrısı ve hastalıklarının tedavisinde, yara iyileşmesinin hızlandırılmasında, hücrelerdeki büyüme faktörlerinin aktive edilmesinde, vücudun biyolojik iyileşme kapasitesinin arttırılmasında, bölgesel ağrı tedavilerinde, çenedeki sinir uyuşukluklarının tedavisinde ve pek çok konuda aktif olarak kullanılır. Otojen greft ve Biyolojik doku onarimi Otojen greft, doku eksikliklerinde hastanın kendisinden alınan doku parçasıdır. Bu sayede yerleştirilen bölgeye kolayca uyum sağlayabilir. Kemik yetersizliği durumunda, bu bölgeyi onarmak için çenenin belirli bölgelerinden alınan kemik greftleri ile implant cerrahisi öncesi veya işlem sırasında onarım sağlanabilir. Dişeti çekilmelerinde kişinin üst damak bölgesinden alınan dişeti greftleri (bağ dokusu grefti) kullanılarak hasta kendi dokusu ile tedavi edilebilir. Hastanın kendi dokusu miktar olarak yetersiz kaldığı durumlarda biomateryaller kullanılabilir. Unutmamak gerekir ki hangi materyal kullanilirsa kullanilsin en uyumlu materyal hastanin kendisinden elde edilip kendisinde kullanilan materyaldir.

 

ANTİALERJİK DİŞ HEKİMLİĞİ

METAL ALERJİSİ

Diş hekimliğinde kullanılan malzemelerin çoğu metal ve metal alaşımları içermektedir. Metal alerjisi olan kişiler için biyouyumluluğu yüksek, alerjen olmayan malzemelerin kullanımı arttı. Bu biyouyumlu malzemeler arasında zirkonyum implantlar, zirkonyum seramikler, cam seramikler, biohpp ve visiolign kompozit malzemeler (implant çözümleri için) yer alır.

 

AMALGAM ALERJİSİ VE KOROZYON

Amalgam dolgular, geçmişte diş hekimlerinin sıklıkla kullandığı, cıva içeren dolgu malzemeleridir. İçeriğindeki civa nedeniyle alerjik reaksiyonlar ve civa toksisitesi nedeniyle artık tercih edilmemektedir. Ancak amalgamdaki diğer metal iyonlarının da ağız sıvıları ile korozyona uğraması ve ağız dokularına karışması istenmeyen bir durumdur. Bu nedenlerden dolayı amalgam yerine kompozit dolgular veya tercihen seramik-kompozit (inley/onley) dolgular kullanılmaktadır.

 

PROTEZ ÖLÇÜ MALZEMESİNE ALERJİ

Çok nadir durumlarda, protez ölçülerinin alınmasında kullanılan polieter ölçü malzemesine karşı alerjik reaksiyon gelişebilir. Günümüzde bu kişilerden alınacak ölçüler ağız içi tarayıcılar sayesinde kolaylıkla dijital ortamda alınabilmektedir.

AKRİLİK ALERJİSİ

Damak protezlerinde akrilik malzeme kullanılsa da bazı bünyelerde alerjiye neden olabilir. Bu gibi durumlarda damak protezlerinde akriliğe alternatif olarak termopress teknolojisi ile hazırlanabilecek özel malzemeler kullanılmaktadır.

 

LOKAL ANESTEZİ REAKSİYONLARI

Çok nadiren lokal anesteziye reaksiyon gelişebilir.

Alerji testiyle uygun anestezik madde belirlenebilir.

Her türlü lokal anesteziye reaksiyon gösteren kişilerde, özellikle hastanın ağrı eşiği dikkate alındığında normal şartlarda derin çürüklerin tedavi edilmesi imkansız hale gelir. Er:YAG lazerler ile ağrı 90-95% oranında azaltılarak çürük tedavisi işlemleri yapılabilmekte, bu sayede kişilerin korkmadan tedavi edilmeleri sağlanmaktadır.

 

METAL İÇERMEYEN DİŞ HEKİMLİĞİ

Gelişen teknoloji ve estetik beklentilerle birlikte ağızda metal kullanımı giderek azalmaktadır. Biyolojik olarak uyumlu malzemelerin üretimi de gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bu sayede biyouyumlu restorasyonlar yapılarak hastaların sağlıkları korunurken doğal gülüşlere kavuşmaları mümkün olmaktadır.

 

Zirkonyum Restorasyonları

Metal alt yapılar yerine kullanılan, hem estetik hem de dayanıklı beyaz alt yapı malzemesidir. Diş eti uyumu, estetik özellikleri ve dayanıklılığı sayesinde tek ve çoklu diş eksikliklerinden implant restorasyonlarına kadar çok çeşitli üst yapılarda kullanılabilir. Dayanıklılığın ön planda tutulması istendiğinde monolitik zirkonyum adı verilen tüm yüzeyleri zirkonyum ile hazırlanabildiği gibi estetik seramiklere alt yapı olarak da uygulanabilmektedir.

Işık geçirgenlikleri metal restorasyonlara göre çok daha iyidir ve metal destekli restorasyonlarda sıklıkla karşılaşılan diş etindeki mor görünüm zirkonyum restorasyonlarda oluşmaz.

Metal alerjisi olan hastalarda da rahatlıkla kullanılabilir.

 

Cam Seramik Restorasyonları

Diş hekimliğinde kullanılan en estetik restorasyonlardır. Herhangi bir alt yapı kullanılmadan (beyaz veya gri) direkt seramikten üretildikleri için ışık geçirgenlikleri doğal dişlere çok yakındır ancak alt yapı olmadığı için sadece tek diş restorasyonlarında, lamina restorasyonlarda, inley/onleylerde kullanılabilirler. restorasyonlara porselen dolgu denir.

Teknik açıdan hassas prosedürlerdir. Bu nedenle bu malzemeyle çalışacak hekimin seramik malzemeye hakim olması önemlidir.

 

BioHPP Restorasyonları

Özellikle implanta bağlı sabit, vidalı veya hareketli protezlerde metalsiz restorasyonların uygulanmasında kullanılabilecek bir malzemedir. Beyaz renklidir ancak opak bir malzeme olduğundan estetik amaçlı farklı üst yapılarla kullanılmaktadır.

Özellikle metal iskeletlerin sıklıkla kullanıldığı implant üstü/overdenture hareketli protezlerde güvenli ve hasta konforu yüksek olarak kullanılabilir.

 

AMALGAM DOLUM SOKETİ

Tüm amalgam restorasyonlar (gri dolgular) 50% civa içerir ve çiğneme, fırçalama, diş sıkma ve temizleme sırasında civa buharı açığa çıkar. Ancak amalgam dolgular yapılırken ve çıkarıldığında en fazla cıva buharı açığa çıkar.

Amalgam dolgular ile bazı hastalıkların (Taşikardi, Alzheimer, MS, Parkinson, Tiroid Hastalıkları, Bağırsak Sorunları vb.) şiddetinin arttığı ve uygun şartlarda çıkarıldığında bu hastalıkların etkinliğinin azaldığı pek çok vaka bulunmaktadır. Bu nedenle amalgam dolguların çıkarılması sırasında hem hastaya, hem hekime, hem sağlık personeline, hem de çevreye özel bir protokol uygulanır. Bu özel protokollere uyulduğu sürece amalgam dolgular deneyimli bir hekim tarafından ağızdan çıkarılabilir.

Peki amalgam dolgular ne zaman değiştirilmelidir?

Dolguların bütünlüğü bozulduğunda, kenarlarında açıklıklar varsa, ağızda çok fazla amalgam dolgu varsa (salınacak civa buharı miktarı artıp toksik etkilere neden olabileceğinden), hastalıkların varlığında Nedeni tam olarak bulunamayan durumlarda (olası etkenleri ortadan kaldırmak amacıyla) bu dolguların değiştirilmesi önerilir.

Amalgam dolgu çıkarılması sırasında nelere dikkat edilmelidir?

Hamileler ve emziren anneler için önerilmez.

Aynı anda ikiden fazla amalgam dolgu çıkarılmamalıdır.

Hekimler ve sağlık personeli civa filtreleyebilen özel gaz maskeleri takmalıdır.

Sökme işlemi sırasında güçlü vakum yapan cıva filtre cihazı ile sökme işlemi yapılmalıdır.

Lastik kapak kullanılmalıdır.

Bol su altında mümkün olduğu kadar büyük parçalara ayrılmalıdır.

Mümkünse işlem sırasında odanın havalandırılması gerekir.

İşlem öncesinde ve sonrasında ağız civa bağlayıcı maddelerle çalkalanmalıdır.

Çıkarılan amalgamın çevreye zarar vermesini önlemek için atık su sistemine civa filtreleyen bir sistemin entegre edilmesi gerekmektedir.

 

Zirkonyum İmplantlar

Diş eti yapısı aşırı ince olan kişilerde metal renklenmelerinin önlenmesi için titanyum yerine zirkonyum implantlar kullanılmaktadır. 100% biyouyumlu bir malzemedir. Kemik büyütme ihtiyacını azaltır.

Gelişmiş birçok ülkede biyolojik diş hekimliği kavramı içerisinde biyolojik özelliklerinden dolayı kullanımı her geçen gün artmaktadır.

Titanyum implantlara göre daha maliyetli bir uygulamadır.”

“Diş yapısına benzer beyaz renkleri sayesinde özellikle ön bölgelerde yüksek estetik çözümler sunar.”

Zirkonyum implantlar ve zirkonyum implantlar üzerine yapılacak zirkonyum protezler, benzer seramik yapıları nedeniyle maksimum biyolojik ve biyomekanik uyum sağlar.

Biyo HES Malzemesi

Erken yaşta diş kaybı nedeniyle kemik kaybı da meydana gelir ve yapılan protezler hem kaybedilen dişlerin hem de kemik ve diş etinin yerini alacak kadar büyük bir hacme sahiptir.

Hem kaybedilen dişlerin hem de kemik ve diş etinin yerini alacak kadar geniş bir hacme sahiptirler. BioHPP malzemesi sayesinde bu büyük hacme rağmen sanki ağızda yokmuş gibi hafif protezler üretilebilmektedir.

Çiğneme sırasında kendinizi dişlerinize en yakın hissedeceğiniz, kemiğinizle aynı esnekliğe sahip, yüksek performanslı estetik bir malzemedir.

BioHPP, çene kemiğine benzer elastikiyeti ve antialerjik yapısıyla tek diş eksikliklerinden total diş eksikliklerine kadar tüm hastalarda güvenle uygulayabileceğimiz estetik ve sağlam bir alt yapı malzemesidir.

Esnekliği sayesinde çiğneme kuvvetlerini emer ve kemikteki implantı oluşabilecek aşırı yüklerden korur, böylece ameliyattan hemen sonra geçici dişlerin yapılmasına olanak sağlar. Diş etlerinizle tamamen bütünleşerek sanki kendi dişinizmiş gibi dokularınıza uyum sağlar.

Yaklaşık 30 yıldır sağlık sektöründe kullanılan bu malzemeye karşı herhangi bir alerjik reaksiyon bildirilmemiştir. Bu nedenle alerjik hastalarda ve vücutta toksin atılımına ihtiyaç duyan hastalarda güvenle kullanılabilir.

 

PRF UYGULAMALARI

Böylece biyolojik olarak dışarıdan yabancı bir madde kullanılmadan yeni doku oluşumunun arttırılması işlemidir. Diş çekimi sonrasında çekim bölgesinde daha fazla kemik ve diş eti oluşumunu sağlar. Daha sonra bu bölgeye uygulanacak implant tedavisinin başarısını arttırır. PRF uygulaması implant ameliyatlarında, sinüs kaldırma operasyonlarında, diş eti çekilmesi ve kemik erimesi tedavilerinde sıklıkla kullanılmaktadır.

Ağızda yapılan her cerrahi müdahale yara dokusu olarak iyileşeceğinden hastanın kendi kanından elde edilen PRF'nin cerrahi işlemlerde kullanılması yara iyileşmesini hızlandıracak ve hastaya konforlu ve hızlı bir iyileşme süreci sağlayacaktır.

 

Düşük Doz Lazer Uygulamaları LLLT

Diş hekimliğinin her alanında olduğu gibi bu alanda da lazerlerin vazgeçilmez bir yeri vardır. Lazerlerin rejenerasyonu hızlandırması ve bu alandaki üstün başarısının yanı sıra, bu alanda geniş kullanım alanı bulmaları birçok tedavide kullanılmasına olanak sağlamaktadır.

Ana kullanım alanları:

Lazer ile çene eklemi (Bruksizm/Diş gıcırdatma) tedavilerinde ekleme düşük seviyeli lazer uygulamaları

Her türlü kemik cerrahisi sonrası komplikasyonun azaltılması ve hızlı iyileşme için biyomodülasyon prosedürlerinde

İmplant ameliyatı sonrası hızlı ve kaliteli kemik oluşumunu sağlayan işlemlerde

Akupunktur noktalarına düşük seviyeli lazer uygulanarak ağrının azaltılması

Diş eti tedavisinden sonra kemik oluşumunu aktive etmek için

Ortodontik tedavi sürecinde dişi harekete geçirmek için uygulanan kuvvetin ardından ağrıyı önlemek amacıyla düşük seviyeli lazer (biyomodülasyon) uygulanır.

Düşük Doz Lazer uygulamalarında lazer ışınları hücreleri uyararak hücresel aktivasyonları artırır, bu etkiye biyomodülasyon denir.

Lazer tedavileri arasında biyomodülasyon en fazla bilimsel araştırmanın yapıldığı ve olumlu sonuçların ortaya çıktığı konudur. Çene eklemi ağrıları ve hastalıklarının tedavisinde, yara iyileşmesinin hızlandırılmasında, hücrelerdeki büyüme faktörlerinin aktive edilmesinde, vücudun biyolojik iyileşme kapasitesinin arttırılmasında, bölgesel ağrı tedavilerinde, çenedeki sinir uyuşukluklarının tedavisinde ve birçok alanda aktif olarak kullanılmaktadır. diğer sorunlar.

 

Otojen greft ve biyolojik doku onarımı

Otojen greft doku eksikliklerinde hastanın kendisinden alınan doku parçasıdır. Bu sayede ekim yapılan bölgeye kolaylıkla uyum sağlayabilir. Kemik eksikliği durumunda bu bölgeyi onarmak için çenenin belirli yerlerinden alınan kemik greftleri implant ameliyatı öncesinde veya sırasında onarılabilir.

Diş eti çekilmesi durumunda hastanın üst damağından alınan diş eti greftleri (bağ dokusu grefti) kullanılarak hasta kendi dokusuyla tedavi edilebilir.

Hastanın kendi dokusunun miktar olarak yetersiz olduğu durumlarda biyomateryallerden yararlanılabilir.

Hangi malzeme kullanılırsa kullanılsın en uyumlu malzemenin hastanın kendisinden elde edilen ve kendisinde kullandığı malzeme olduğu unutulmamalıdır.