Horlama nedir?
Horlama, uyku sırasında üst solunum yolunu oluşturan burun, yumuşak damak, küçük dil ve dil kökü gibi yapıların birlikte veya ayrı ayrı daralması sonucu ortaya çıkan rahatsız edici ve rahatsız edici bir ses olarak tanımlanabilir. Horlama tedavisinde en önemli şey horlamanın bir hastalık olduğunun kabul edilmesidir. Horlama tedavi edilebilir bir hastalıktır. Yüksek sesle horlama ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Horlama, solunum yollarındaki hava geçişinin yeterince açık olmadığını, çok şiddetli horlama ise hava geçişinin dar bir alandan zorlandığını gösterir. Horlamanın bir hastalık olduğunun anlaşılması tedaviye yönelik ilk adımdır. Genel olarak horlayanlar kendi horlamalarından rahatsız olmadıkları için tek başına doktora başvurmazlar. Horlayan kişi kötü bir uyku arkadaşı olduğundan, horlayan hastaları genellikle eşleri, iş gezisine çıktıkları ve aynı odayı paylaşmak zorunda kaldıkları arkadaşları, hatta komşuları tarafından bize getirilmektedir. Horlama sosyal bir hastalık olduğu kadar kişinin kendi sağlığını ve yaşamını da riske atan bir hastalıktır. Horlamayla ilgili en önemli nokta horlamanın ne zaman sağlık sorunlarına yol açtığının belirlenmesidir. Uyku sırasında horlayan kişinin solunumu duruyorsa ve bu nefessiz kalma süresi 10 saniyeden fazla ise uyku apnesi dediğimiz ciddi sonuçlar doğurabilecek bir hastalıktan bahsetmek gerekir. Bu hastalık genel olarak en sık görülen uyku apnesi olan obstrüktif uyku apnesidir. Yetişkinlerin yüzde 10 ila 30'unun horladığı tahmin edilmektedir. Bu kişilerin çoğunda horlama, basit horlama olarak adlandırılan ciddi sağlık sorunlarına neden olacak düzeyde değildir. Yaklaşık 100 kişiden beşinin uyku sırasında şiddetli horlama ve nefes durması yaşadığı, dolayısıyla obstrüktif uyku apne sendromu adı verilen hastalığın olduğu tahmin edilmektedir.
Horlama tedavi edilebilir mi?
Horlamanın birçok türü tedavi edilebilmektedir. Yetişkin horlayanlar için aşağıdaki önerilere uyulmalıdır. İyi bir kas tonusu elde etmek için sportif bir yaşam tarzı seçilmelidir. Horlayan kişilerin uykudan önce uyku ilacı, sakinleştirici ve antihistaminik adı verilen alerji ilaçlarını almamaları gerekir. Uykudan 4 saat önce alkol almaktan kaçının. Uykudan 3 saat önce ağır yemeklerden kaçının. Aşırı yorgunluktan kaçının. Uyku sırasında sırt üstü yatmak yerine yan yatmak tercih edilmelidir. Eski bir öneri olarak pijamaların arkasına tenis topu dikmek hâlâ faydalı bir yöntem. Bu sırtüstü uyumanızı engeller. Yatağınızın başucu daha yüksekte olacak şekilde yatağınızın tamamını yaklaşık 10 cm yana çevirin. Bu amaçla yatağınızın bir tarafının altına bir tuğla yerleştirmeniz amacınıza uygun olacaktır. Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya dalması için zaman tanıyın. Her pozisyonda horlayan kişilere ağır horlayanlar denir. Bu insanların yukarıdaki önerilerden daha fazla yardıma ihtiyacı var. Horlamanın kişi ve ailesi için zararlı hale geldiği durumlarda uzman doktorunuza başvurmanız önerilir. Bu özellikle uyku sırasında nefes alamama sorunu yaşandığında önemlidir (yüksek sesli horlama bir süre nefes darlığı ile kesintiye uğrar.) Doktorunuza başvurmanız daha da önemlidir. Horlayan hastanın burun, ağız, boğaz ve boynunun detaylı muayenesi yapılmalıdır. Uyku laboratuvarı çalışmaları horlamanın derecesinin ve horlayan kişinin sağlığının belirlenmesi açısından değerlidir. Horlama tedavisi şüphesiz tanıya dayanmaktadır. Bu, alerji veya enfeksiyonların tedavisi kadar basit olabileceği gibi bademcik, geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi tedavisi kadar basit de olabilir. Hareketli dokuları stabilize eden ve hava yolunu genişleten horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar alınır.
Horlama ortadan kaldırılabilir mi?
Horlamanın en önemli nedenlerinden birinin aşırı kilo olduğu bilinmektedir. Kilo veren aşırı kilolu hastalarda 80% ile horlamanın önemli ölçüde azaldığı veya tamamen ortadan kalktığı gözlemlenmiştir. Kilo vermek, özel şekilli yastıklar, ağza veya buruna yerleştirilen bazı cihazların kullanımı, uyku hapları, sakinleştiriciler ve alkol kullanımından kaçınmak horlamayı kontrol etmede faydalı olabilir. Ancak bu yöntemlerin tamamı yaşam koşullarında önemli değişiklikler yapılmasını gerektirir ve sürekli olması gerekir. Horlamayı ortadan kaldırmanın etkili bir yöntemi vardır. “Lazer uvulo-palatoplasti (LAUP)” adı verilen bu cerrahi yöntemle yumuşak damakta bulunan dokular yeniden şekillendirilerek horlamanın önüne geçilebilmektedir. Bu ameliyatın başarı oranı 85-90% arasındadır. Operasyonda yumuşak damakta bulunan dokular lazer ışını ile dikkatlice küçültülmekte ve zamanla dokular iyileşip sıkılaşarak uyku sırasındaki titreşimler yani horlama ortadan kaldırılmaktadır. Operasyonda lazer ışınının kullanılmasının nedeni lazerin yumuşak dokuları kanamaya neden olmadan kesebilmesidir. Operasyon yaklaşık yarım saat sürer ve boğazın uyuşturulması amacıyla lokal anestezi altında yapılır. Pek çok hastada tek tedaviyle istenilen sonuca ulaşılır; ancak bazı hastaların dört haftaya kadar aralıklarla operasyonu tekrarlamaları gerekebilir. Bazı hastalarda horlama tamamen kaybolmasa bile şiddeti azalır. LAUP ameliyatından sonra birkaç gün ile iki hafta arasında boğaz ağrısı hissedilir ve ağrı kesicilerle kontrol altına alınır. Çoğu hasta birkaç gün içinde normal yaşantısına döner ve çalışmaya başlayabilir; onlardan yalnızca ağır kaldırma gibi yorucu fiziksel aktivitelerden kaçınmaları istenir. Operasyonun etkilerinin görülme zamanlaması kişiden kişiye değişmektedir. Bazı hastalarda operasyon günü hemen sonuç alınır ve horlama durur. Diğer hastalarda ise operasyonun sonucu bir ay içerisinde görülür ve kesinleşir.